Üç yaralı kavram: asabiyet, kavmiyet, milliyet
İslâm, modernizmin öngördüğü “ulusçu” zihniyetle milliyet ve kavmiyetçiliğe karşıdır. Hazret-i Peygamberimizin “Kavmiyetçilik yapan ve kavmiyetçiliğe davet eden de bizden değildir” hadisi ve Veda Hutbesi’ndeki “Asabiyecilik ayaklarımın altındadır” mealindeki sözleri en temel ölçüdür.
Milliyet kavramına karşı olanlar, gerekçelerini Hazret-i Peygamberimizin “Kavmiyetçilik yapan bizden değildir. Kavmiyetçiliğe davet eden de bizden değildir” hadisine ve Veda Hutbesi’ndeki “Asabiyecilik ayaklarımın altındadır” mealindeki sözlerine dayandırırlar. Fakat hadisteki “Kavmiyetçilik” ve Veda Hutbesi’ndeki “Asabiyecilik”in, İslâmî bir kavram olan milliyetle aynı mânaya gelmediğine, aralarında mahiyet farkı olduğuna dair Bediüzzaman Hazretleri ve birçok İslâm âliminin görüşleri mevcuttur. “Kavmiyetçilik” ve “Asabiyecilik” duygusunun, İslâmî ölçüler içinde milliyetini sevmekle benzerliği yoktur. Efendimiz (s.a.v) kavmiyetçilik ve asabiyeciliği ırkçılık, kabilecilik, soyculuk mânasında kullanmış, başka kavim ve kabileleri hor gören, ezen anlayışı İslâm’a aykırı bulmuştur.
İslâmlaşmış Türkler tarihinin hiçbir döneminde“milliyet” asabiyesi gütmemiş, ırkçı olmamış, başka ırkları ezmemiş ve küçümsememiştir. İslâmî mânasıyla milliyetçi duygular taşıyanlar, Hz. Peygamberimizin buyruğu ile soyculuk asabiyesi yapılmayacağını bilirler: “Asabiyetçiliğe (kökenciliğe, ırkçılığa) çağıran bizden değildir. Asabiyetçilik için savaşan bizden değildir.”
ÜÇ YARALI KAVRAM: ASABİYET KAVMİYET MİLLİYET yazısına devam et