“Kitap’ı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz?” -BAKARA/44-
Başkalarını iyiliğe çağırıpta çağrıya uymamak veya çağrıya muhalif işlerde bulunmak insanların vicdanlarında büyük soru işaretleri bırakır. Bu soru işareti sadece “söyleyen” için olsa sorun yok. Sorun şu ki bu soru işareti, itikadî olarak nasihata konu edilen mevzuyu da yıpratacaktır. Din adamları bağlamında düşünürsek bu tarz soru işaretleri din adamlarına olan inancı zayıflatmakla kalmayacak dine olan yaklaşımlarda da bozulmalara yol açacaktır. “Söyleyene değil söylenene bak” sözü aklınıza gelmiş olabilir ama bunu yapabilenler yüce ruhlu şahsiyetlerdir ve onların yekûne oranı \%1 bile değildir.
Kulun Rabbi ile olan hukukunda Rabb’inin merhametine sığınması ve affolması kuvvetle muhtemeldir. Ama topluma mal olan ve olumsuz tesiri kendisiyle sınırlı kalmayan etkileşimler muhakkak sorgulanır çünkü kul hakkı kapsamına girmiştir.